Her ne kadar yurtdışı pazarında otomobiller bir araçtan çok bir amaca uygun olarak tercih edilse de malesef ülkemizdeki vergi politikaları ve kişisel tercihler nedeniyle ülkemizde durum çok daha farklı işliyor. Bizim, Avrupa pazarı ile değil de Çin pazarıyla beraber anılmamızın bir sebebi de sanıyorum bu durum. Normal şartlarda Türk aile yapısı hepimizin de az çok bildiği gibi her zaman, yerden yüksek, iç hacmi ve bagaj hacmi alabildiğine geniş, dizel -ekseriyetle dizel :)- ve olmazsa olmaz diyemesek de otomatik vites otomobillerden hoşlanıyor. Aslında konu başlığında da bahsettiğimiz 3 Serisi GranTourismo, 5 Serisi GranTourismo ve Touring modellerinde de az önce saydığım tüm özellikler mevcut. Ama buna rağmen neden Avrupa pazarında peynir ekmek gibi satılan bu modeller ülkemizde hakettiği ilgiyi görmüyor?
![]() |
Eniştemizin vazgeçilmezi :) |
Bu yazıyı yazmak, geçtiğimiz günlerde şirketimize ait olan ve malzeme-evrak taşımalarında kullandığımız otomatik vites Fiat Doblo otomobili kullanmak "zorunda" kaldığımda aklıma geldi. Kendi kendime dedim ki "Vites geçişleri bu kadar sarsıntılı olan, her tarafından bakalit ve rüzgar sesi alan, yol tutuşu ve frenleri ancak bu kadar kötü olan bir otomobil nasıl olur da bu kadar yüksek satış rakamlarına ulaşır!?" Aslında cevabı çok basit olan bir soruydu ancak o esnada isyan etmemek mümkün değildi. Otomobile şöyle bir göz gezdirmek, bu soruyu cevaplamak için yeterliydi. İç hacmi ve bagajı fazlasıyla geniş, oturumu yerden oldukça yüksek, kötü de olsa otomatik bir şanzımana sahip, dizel ve sürat yapmayan bir otomobilin içindeydim. Zaten insanların istediği çoğu şey bu otomobilde toplanmıştı. Ancak yurtdışı pazarı için bile bu veriler yetersiz kalabilirdi. Biliyorum içinizden "Yani bunlar karşılaştırılabilir otomobiller mi ki!?" diyebilirsiniz. Ama bu konumuzun amacı karşılaştırma değil, sadece beklentiler..
3 Serisi GranTourismo, 5 Serisi GranTourismo ve Touring modelleri de hacmen geniş, oturumu yüksek, dizel, otomatik ve geniş bagaj hacimlerine sahip otomobillerdi. Ancak öncelikli sorun, ülkemizde otomobillerin, özellikle BMW, Mercedes-Benz ve Audi gibi premium segment otomobillerin amaç olarak değil araç olarak -ve hatta bir adım daha ileri giderek vitrin olarak- kullanılmasından kaynaklı. Aslında bu kitleye hak vermemek pek mümkün değil. Çünkü insanlar, tüm bu özelliklere sahip bir otomobil alacaksa, haliyle fiyat olarak da uygun olanını tercih ediyor.

Konu Touring gövde tipi olduğunda ise durum çok daha vahim. Aslında hepimiz özellikle turistlerde ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızda yaz aylarında tatile geldiklerinde sıkça otobanda denk geliyoruz hepimiz. Ancak Türk plakalı bir Touring modeline trafikte denk gelmek bir hayli zor. Şöyle ki, yaklaşık 5 yıldır Borusan Oto bünyesinde çalışıyorum. Yeri geldi eğitimlere gittim, yeri geldi merkezimize gittim, yeri geldi çoğu insanın bakmaya doyamadığı BMW otomobiller kullandım. Gelgelelim ben dahi henüz daha herhangi bir Touring modeline rastlamadım! Oysa ki Touring gövdeler, yurtdışında hayli yüksek satış adetlerine sahipler. Uzun yola çıktıklarında da bagajı ve koltukları doldurabildikleri kadar dolduruyorlar. Bazen bu da yetmiyor ve portbagaj kullanma ihtiyacı bile duydukları oluyor.
Ha size de hak vermiyor değilim! Açık konuşmak gerekirse ben de olsam gidip 15.000TL'ye bu ihtiyacımı karşılayabilecekken gidip de 130.000TL ödemezdim :) Ama başta da dedim ya: Neyse ki ikisi karşılaştırılabilir kulvarlarda değiller :)
Ne diyelim, umarım ülkemizdeki vergi politikası daha makul bir hal alır da biz de yollarda bu premium segment modelleri çok daha sık görürüz.
Kafanıza takılan, BMW otomobillerle ilgili sormak istediğiniz her türlü soruyu, konunun altında bulunan yorum kısmına, ekranınızın sağ alt kısmında bulunan "Facebook'tan Mesaj Gönder" bölümüne veya bmwuzmani@gmail.com adresine e-mail yoluyla iletebilirsiniz.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder